Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

11 Aralık 2015 Cuma

Aşk Her Şeyi Affeder Mi? - Burcu Büyükyıldız




Kitap Hakkında
Kitap: Aşk Her Şeyi Affeder Mi?
Yazar: Burcu Büyükyıldız
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Tür: Aşk
Puanım: 5/5


Aşk Her Şeyi Affeder Mi?...
Benim aşka tamamen farklı bir gözle bakmamı sağlayan, insan sevince gerçekten neler sineye çekilebiliyormuş dedirten bir kitaptı.
Zaman zaman güldürdü, zaman zaman ağlattı, zaman zamanda delicesine kızdırdı ve sadece bir günde bitti!


"Kim olduğumu, kimin kollarında olduğunu kazı aklına. Çünkü bir tek ben olacağım bundan sonra… Bir tek benim kollarımda olacaksın böyle. Ve kokun… Gül kokun bir tek benim tenime sinecek. Ve sen de… Yalnızca benim kokuma bulanacaksın. Anlıyor musun?"
"Ve kalbin, küçüğüm... Orada ben olacağım yalnızca. Aksini asla kabul etmeyeceğimi sakın aklından çıkarma!"


Öncelikle kitabımızın yazarıyla tüyapta arkadaşım Esra sayesinde tanışma fırsatı buldum ve çok sevdim! O kadar sıcak kanlı, o kadar içten biriydi ki sevmemek imkansızdı. Herkesle tek tek ilgilenmesi, fotoğraf isteyip istemediğini sorması ve yüzünden düşürmediği o gülücüğü... Şehrinize geldiğinde imza gününe gidip tanışın derim :). Gerçi ben Ankara Kitap Fuarı'nı bekleyemeyip İstanbul'a gitmiştim ama olsun... Bütün kitaplarım imzalanmış olsa da Ankara'daki imza gününe de mutlaka katılacağım :)

Kitap baş karakterimiz, sert erkeğimiz Demir'in Cannes'da Burcu'yu görüp aylarca aklından çıkaramamasıyla başlıyor. Demir ve Burcu ortak arkadaşları sayesinde Paris'te tanıştığındaysa ne Demir aylardır düşüncelerine yer eden kızın çekimine karşı koyabiliyor ne de Burcu Demir'in kendini bir bakışıyla titreten etkisinden uzak kalabiliyor. Bu şekilde Fransa'da başlayan aşk, Burcu'nun temelli dönüşüyle birlikte İstanbul'a taşınıyor. Ancak ortada Burcu'yu İstanbul'da ailesi ile bekleyen büyük sorunlar ve daha yeni attığı bir nişan varken tabii ki hiçbir şey masallardaki gibi toz pembe ilerlemiyor. Üstelik Demir'in aşık kimliğinin altında yatan o fazlasıyla kıskanç ve sinirli karakteri de Burcu'nun geçmişinden gelen, sakladığı ve peşini bırakmamaya devam eden sırlarını açıklamasını engelliyor.

Hayat onları binbir zorlukla sınarken kitabın adı sürekli kafamda çözülmesini bekler bir soru gibi dönüp durdu. Gerçekten 'Aşka Her Şeyi Affeder Mİ?'

Yaşadıkları o romantik anlar, birbirlerine söyledikleri o mükemmel cümleler ve birbirlerine duydukları aşkın büyüklüğü beni kitaba çok daha fazla bağladı. Basılan kitaplar arasında en çok sevdiğim kitap bu oldu :). Tabii ki en çok sevdiğim çift de Demir ve Burcu. 

Demir'in Burcu'ya olan aşkı, onu sahiplenişi ve seslenişi... O küçüğüm kelimesini her okuduğumda içimden sıcacık bir şeyler aktı :).


“Sen az önce… Bana bir şey dedin.”
“Ne dedim?” diye sordum ve cevap vermesini bekledim.
"Şey işte… Ben geri çekildikten hemen sonra… Hani, ne olduğunu sorduğunda…”
“Hmm…” dedim ve dudaklarım hafifçe kıvrılırken bozuntuya vermedim. “Hatırlamıyorum. Ne demiş olabilirim?”
“Şey dedin… Küçüğüm dedin, Demir. Değil mi? Ben yanlış mı işittim?”
Güldüm ve onu kendime çekerek çenesine uzandım. Başını hafifçe kaldırıp bakışlarımızı birleştirirken, cesaretine hayran kalmıştım.
“Doğru duydun. Küçüğüm dedim. Küçüksün çünkü. Kollarımın arasında küçücüksün.”

Tabii Burcu'nun Demir'e duyduğu aşkı da asla küçümsememek gerekir. Herkes acıtmadan sevemeyen bir adamın o büyük aşkını kaldıramazdı. Burcu Demir'i her şeyiyle sevdi. 


"Küçüğüm! Ağlama! Artık ağlama. Yetmedi mi? Bitmedi mi gözyaşların?"
"Ağlatma. Artık ağlatma."
"Özledim."
"Ben de... Ben de çok özledim."

Zaman zaman ikisine çok kızsam da ikisini de çok çok çok sevdim!

Yazarımız her duyguyu öyle iyi anlatmıştı ki hepsini tam içimde hissettim. Önceki kitaplardan zaten kaleminin çok iyi olduğunu bilsem de bu kitap beni bir başka etkiledi :). Ayrıca değinmeden geçemeyeceğim kitabın kapağı da kırmızı cildi de çok güzeldi. Tabii bir de içi var ki iç tasarımına bayıldım! Gerçekten çok mükemmel bir görüntüsü var.

Bence kitabın ciddi anlamda bir kilit sahnesi vardı ki yıllar geçse de aklımdan silinebileceğini düşünmüyorum. Bu olaydan sonra çok fazla düşündüm. Affedebilir miydim acaba diye... Hiç kesin bir yanıt bulamasam da kendimde, bazen affedemezmişim gibi de gelmiyor değil... Zaten böylece daha bir saygı duydum aşklarına, birbirlerine bağlılıklarına.

Merak uyandırıcı değil mi? Sizce bu kitapta aşk her şeyi affedebildi mi? Benim bu deli gibi düşünmemi sağlayan olay da dahil... Peki siz affedebilir miydiniz? Bence sizde hemen kitabı alıp okumalı ve benimle yanıtlarınızı paylaşmalısınız! 

Son olarak çok merak duyduğum bir dil olan Fransızca hakkında yeni bir şey öğrenmemi sağlayan ve beni fazlasıyla etkileyen alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum :).


"Fransızcada... Fransızcada özledim denmez Demir."
"Nasıl yani?"
"Öyle işte... Özlemek diye bir kelime yok bu dilde. Tu me manques derler onlar. Ama bunun anlamı özledim demek değildir."
"Nedir peki?"
"Özledim denmez. Bende eksiksin denir. Sen bende hiç eksik olma, Demir. Eksikliğini, varken yokluğunu hiç hissettirme bana. Seni özlemeyi kabul edebilirim. İnsan yanındayken de özler çünkü. Ama yokluğuna asla katlanamam..."



Not: Görsel bana aittir :).

1 yorum:

  1. Kitap çok heyecanverici gözüküyor. Okumak için can atıyorum. Ellerine sağlık çok güzel bir yazı olmuş. :)

    YanıtlaSil

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI