Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

1 Aralık 2015 Salı

Kurucunun Kızı - Amy Engel






Kitap Hakkında
Kitap: Kurucunun Kızı
Orijinal Adı: Twisted
Seri Adı: Karmakarışık
Yazar: Emma Chase
Seri Sıralaması: 2/4
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Çeviri: Deniz Beril Bacaklılar
Tür: Romantik Komedi, Yetişkin
Puanım: 4,5/5


İkinci yazımdan merhaba! Hala yazıya başladığım an heyecanlanıyorum :). İşte okumak için delirdiğim ama eğer başlamadıysan ikincisi çıkmadan sakın başlama, meraktan çıldırma nasihatlerini dinlemek için beklettiğim bir kitap daha... İyi ki bekletmişim! O sondan sonra ikincisini nasıl beklerdim? Nasıl beklediniz?



Yıllar önce olan bir nükleer savaş sonrası Amerika'da çok az insan hayatta kalmıştır. Bunların bir kısmı da Westfall sakinleridir. Ivy'nin büyük babasının kurduğu, demokrasiyle yönetilen küçük bir devlet. Ancak bir süre sonra Westfall ve Lattimer ailesi arasında bir güç savaşı çıkmış, nükleer savaşla kaybedilen hayatların üzerine yeni kayıplar gelmiş, sonunda Lattimer ailesi kazanmıştır. Beraberinde gelen yönetim ve kural değişiklikleriyle... Lattimer ailesine Başkan Westfall ailesine ise Kurucu adları verilmiş yine de güç hep Lattimer ailesinde kalmıştır. Yılda iki gün olan düğün günlerin birinde Kurucu tarafının kızları Başkan erkekleriyle diğerindeyse Başkan tarafının kızları Kurucunun erkekleriyle tarafların hiçbir rızası alınmadan, sadece yapılan röportaj ve kişilik testlerinin uyuşmasıyla evlendiriliyorlar. Üstelik sadece 16 yaşındayken... İtiraz edemiyorsunuz. Ederseniz tüm diğer küçük, büyük, herhangi bir suç işlemiş biri gibi çitlerin dışına atılıyorsunuz. Üstelik çitlerin içinde bu hayatı süren çoğu insana göre çitlerin dışı kesinlikle ölüm demekken...


"Bu noktaya nasıl geldiğimizden emin değilim; Bir kızın tek değeri nasıl bir evlilik yaptığı, bir adamı nasıl mutlu ettiğiyle ölçülüyordu."

Bu yılki düğün gününün ise daha büyük bir anlamı var. Bu Kurucunun Kızı ve Başkanın Oğlunun düğün günü... Ivy 16 yaşına geldiğinde iki yıl önce ablasıyla evlenmesi gerekirken son anda vaz geçen 18 yaşındaki Bishop'la evleniyor... Ama hükümetin ondan beklediği gibi bir sürü Lattimer çocuğu doğurmak ve kocasını mutlu etmek için değil. Onu öldürmek için...

Ivy yıllarca bir kenarda kendisinden beklenileni yapıp susarak babası ve kız kardeşi Callie'nin nefretle inşa edilen planlarını dinlemiş, planın baş karakteri Callie iken iptal edilen evlilikle tüm sorumluluk onun omuzlarına yüklenmişti.  Lattimer ailesinin onlardan aldığı her şeyi geri kazanmak, insanlara özgürlüklerini, seçim haklarını vermek ve ailesinin güvenini boşa çıkarmamak için ona söylenilen tek yol vardı: Bishop'ın ölmesi. Peki ya Bishop ailesinin anlattığı gibi kötü kalpli, acımasız biri değilse? Ivy bu ihtimali hiç düşünmemişti...

Ailesinin ona verdiği görev yüzünden Bishop ile yakınlaşmak zorunda kaldığında, her şey yavaş yavaş değişmeye başlıyordu. Ivy yıllarca ailesinin baskısı altında kendi fikirlerini, düşüncelerini hiçbir şekilde ifade edemezken Bishop onu hep dinliyor, düşünceleriyle onu asla yargılamıyor veya küçümsemiyordu. Ivy düşüncelerini Başkan Lattimer'ın karşısında dile getirse dahi...


"Eğer Bishop'ı öldürürsem, ailem gücü ele geçirecekti ama Bishop ölü olacaktı ve ben ne olacaktım? Bir katil. Hak edecek hiçbir şey yapmamış bir oğlanı öldüren bir kız. Elimi tutan ve konuşmama izin veren ve bir kere bile beni susturmamış bir çocuk. Ellerinde kan olan ben olacaktım ve bunu hiç yıkayabilecek miydim, bilmiyorum?"


Bir süre sonra bu yakınlaşmaların aslında bir zorunluluk değil de zevk aldığı, onu mutlu eden şeyler olduğunu fark ediyor. Birlikte yaptıkları yürüyüşler, yemekler, ev işleri birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlarken, Bishop zamanla Ivy'nin içine daha da çok işliyor. Ailesinin beynine işleyen fikirleri, Bishop'ın kişiliğiyle çelişirken girdiği ikilem her geçen gün daha karmaşık bir hal alıyor, Ivy'i içinden çıkamadığı bir duruma sürüklüyor.


"Yalan söylemek istemeyen bir çocuk asla doğruyu söyleyemeyen bir kızla evlendi. Eğer tanrı gerçekse hastalıklı bir espri anlayışına sahipti."


Ivy gerçekten çok cesur ve zeki bir kız. Bishop ise Ivy'nin ağzından dinlediğimiz ve inandığımız kadarıyla mükemmel biri. Onu tanımlayabilecek başka bir kelime bulamıyorum. Tek istediğiyse birine güvenmek... Ve bunun içinde Ivy'i seçiyor. İşler bu kadar karışıkken bunun ne kadar doğru bir seçim olduğunu da düşünmek gerekiyor...




Peki vakit geldiğinde Ivy, yıllardır aklına, fikirlerine işlemiş intikam planını savunan ailesinin isteğini mi yerine getirecek yoksa yeni tanıdığı kalbine dokunan, bu genç, akıllı ve iyi kalpli adamı mı seçecek? İşte kitap boyunca bizi meraktan çıldırtan, sonunda ise tamamen şaşkına çevirip ikinci kitaba hemen sahip olamayı istememizi sağlayan soru bu... Ben şanslıydım ki ilk kitap yalnızca birkaç adım ötemdeydi :)


"Sanki dayanışma içindeymiş gibi çimenin üzerindeki ateşböcekleri yanıp yanıp sönüyordu. Ben ufakken onları çabalamadan havadan avuç dolusu yakalayabileceğimiz yazlar olurdu, gece için bir kavanozu dolduracak ya da bedenlerinden parlayan kuyruklarını çekip koparmaya razıysan parlak bir daire yapacak kadar. Ben hiç yapmadım ama Callie benim için yapardı. Eğer düşünecek kadar umursasaydım burada bir yerde, bir ders vardı."



Son olarak kitaba bayıldığımı ve kesinlikle okunması gerektiğini söylüyor ve ben Devrimin Kızı için yeni bir yoruma koşarken sizi Bishop'ın çok sevdiğim bir sözüyle baş başa bırakıyorum :).


"Okunması kolay birisin Ivy ama kitabın karmakarışık." 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI