Kitap Hakkında
Kitap: Darmadağınık
Orijinal Adı: The Book of Ivy
Yazar: Amy Engel
Seri Sıralaması: 1/2
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Çeviri: Merve Özcan
Tür: Distopya, Aşk
Puanım: 4,5/5
Herkese merhaba :). Karmakarışık'ın yorumunun ardından Darmadağınık'ı yorumlayacağımı söylemiştim.Ama bu kadar geç kalacağımı bilmiyordum :). Ankara Kitap Fuarı, vizelerim ve sonrasında eve dönüşüm derken baya bir gecikti yorumun gelmesi. Bir daha arayı bu kadar açmayacağımı düşünüyorum :).
Bu kitap yine bir oturuşta bitti! Açıkçası ikinci kitabı Kate'in anlattığını duyduğumda büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım. Drew'u özleyeceğimi düşünmüştüm ama Kate... Ahh Kate... Ben Kate'i bu kitapta daha çok, çok daha çok sevdim! Drew'a ise ilk kitaptakinden birkaç milyon kat daha fazla kızdım tabii ki.
Sizce de ilk kitapta Drew kendi düşünceleriyle bizi fazla zehirlememiş mi? Gerçekten... Onun bakış açısına kendimi öyle kaptırmışım, düşüncelerini öyle benimsemişim ki bu kitabı Kate anlatıyor olmasaydı hiçbir zaman olayları tam anlamıyla göremeyecektim.
Kate'in bakış açısıyla onu görmek, tanımak bambaşkaydı. Karmakarışık'ın yorumunda Kate'ten çok güçlü biri olarak bahsetmiştim. İnsanların kendini gösterişiyle aslında olduğu kişi arasında ne kadar fark olduğunu bu bir kez daha anladım. Bu zamana kadar Drew'un gözünden onun hep mükemmel olan yanlarını görmüştük ama bu kitapla birlikte işler değişti. Kate'i, iç dünyasını tanıma şansını iyi ki elde etmişiz. Aslında Drew'dan o büyük egoyu minimum düzeye indirirsek ve buraların kralı benim havasını da çıkarırsak Drew'un dişi versiyonu diyebiliriz. Zira o da en az Drew kadar edepsiz.
Aynı zamanda Drew nasıl Karmakarışık'ta erkeklerin iç dünyasını anlatıyorsa Kate de bu kitapta bizim iç dünyamızı açıklamış :).
"Niye ona canımı sıkan bir şey olduğunu söylemiyorum? Çünkü kadınlar oyunu böyle oynar. Ağzımızdan laf almaya çalışmanızı isteriz. İlgi göstermenizi bekleriz. Bu, bizi ne kadar önemsediğinizi görmek için yaptığımız bir sınavdır."
Kitap Karmakarışık'ın bitiminin iki yıl sonrasını konu alıyor. İlk başka iki yıl boyunca güzel giden hayatlarının küçük bir kısmına tanık oluyoruz.
"Geçen iki sene içerisinde hayatım boyunca çıktığımdan daha fazla seyahate çıktım. Japonya'da açan kiraz çiçekleri, Portegiz'in berrak suları... Drew'un çoktan gittiği ama benimle paylaşmak istediği yerler..."
Sonrasında Kate'in aldığı sürpriz bir haberle tepetaklak oluyor ve Kate bütün kariyerini hiçe sayarak Ohio'ya, gençliğini geçirdiği eve geri dönüş yapıyor. Bitirdikleri ilişkinin ardından ayakta kalma çabalarına şahit oluyoruz.
"Birisini ne kadar iyi tanıdığınızı sanırsanız sanın, duygularından ve tepkilerinden ne kadar emin olursanız olun, sizi yine de şaşırtabilirler.
Nasıl bir yıkıma sürüklendiğinizi anlamazsınız bile."
Aslında bu sayede, Drew'dan okurken tanıyamadığımız karakterleri daha iyi tanımaya başlıyoruz. Özellikle Billy'i... Size şunu söylemeliyim ki Billy, Drew'un anlattığı gibi 'şerefsiz' değil. Üstelik geçen iki yıl içinde ünlü olmuş ama buna rağmen o garip ünlü triplerine bile girmeden Kate'in en zor zamanlarında ona destek oluyor. Yanlış kararlar vermesine engel olmaya çalışıyor hatta ona yardım eli uzatıyor ve bunları yaparken gerçekten hiçbir çıkar gözetmiyor. Kate'in gençken yaptıklarını, garip yeteneklerini ve asıl kişiliğini öğrenirken bir de baktım ki ben Kate'i daha çok sevmeye başlamışım. İlk kitapta fark ettiğimiz özgün karakterinin sınırlarını burada görebiliyoruz.
Drew'a gelirsek, her zaman ki Drew işte. Kendi anlık kararları ve izlenimleriyle hareket eden ve bu sayede de kendi dahil herkesin hayatını kaosa çeviren Drew... Yanlış anlamayın, onu gerçekten seviyorum ama bu biraz sevgi-nefret ilişkisi. Arada da deli olmuyor değilim yani. Bu kitapta olduğu gibi...
Bu ilişkinin nasıl bu konuma geldiğini söylemek spoiler olur. O yüzden şu kısımda bir şey söylemeyeceğim ama aşağıya ufak bir spoiler kısmı bırakacağım yoksa rahat edemem :). Aslında daha ilk birkaç sayfada anlıyorsunuz her şeyi ama okuyup emin olmak yok artık bu aptallığı yapmış olamazlar dememek istiyorsunuz. Ama konu Kate ve Drew olunca bu sonuç tabii ki kaçınılmaz oluyor :).
En az ilki kadar güzel bir kitaptı. Hangisini daha çok sevdim karar veremiyorum ama her zamanki gibi hiç sıkılmadım. Bu da ilk kitap gibi kendinizi kötü hissettiğiniz bir zamanda okumalık tatlış bir kitap. Bu dört kitaplık bir seri. Üçüncü kitabını Matthew kendi aşk hayatını anlatıyor. Dördüncü kitapta ise yeniden dengesiz çiftimize Drew'un anlatımıyla dönüyoruz. Üçüncü kitap şu an ön siparişe açılmış bile. Buradan Ephesus Yayınları'na sesleniyorum: Neden kapak bütünlüğünü bozdunuz :(. Tamam, yine kapak çok güzel. Ona diyecek lafım yok ama serinin kitap kapaklarıyla çok farklı :(. Hem azıcık gözümüz gönlümüz açılıyordu yahu :D. Neyse, ciddileşerek söylüyorum ki ben Sıkı Fıkı'yı okumak için sabırsızlanıyorum. Şubat ayı sipariş listeme ekledim bile!
Spoiler
Kate hamile! Tahmin etmiştiniz değil mi? Peki işler nasıl mı bu raddeye geldi? Bence bunu daha bu konu ilk açıldığı an anladınız. Kate emin olmak için doktora giderken bunu Drew'dan saklıyor ve Drew onu takip edip aldatıldığını sanıyor. Tabii ki Drew'ca bir tepki veriyor ve kendi düşüncesiyle biraz kısasa kısas yapmak biraz da Kate'in aklını başına getirmek için birlikte yaşadıkları eve bir striptizci getiriyor. Ne pislik ama! Dediğinizi duyar gibiyim. Evet, pislik biraz az kaldı değil mi? Siz istediğiniz kelimeyi oraya yerleştirebilirsiniz :).
Kate'in hamile olduğunu düşündüğünü Drew'a söylememesi bir hata olarak görebilirsiniz ama şimdilerde kim emin olmadan eşine bu haberi veriyor? Ki onlar evli bile değil. Drew'un o kocaman egosu işin içine girip garip bir güvensizliğe büründüğünden oldu bence bunca olay. Yani gerçekten, Kate'in onu aldattığını nasıl düşünebilir? Koskocaman bir yanlış anlaşılmanın onları getirdiği yer gerçekten şaşırtıcı ve bence bu kesinlikle Drew'un suçu. Neyse ki bu kitapta Drew'un biraz büyüdüğünü, olgunlaştığını düşünüyorum. Her şey bir şekilde çözülüp tekrar bir araya geldiklerinde aldıkları kararlar, yaptıkları ve hayatlarını yeniden kurma yolunda gösterdikleri çaba beni çok mutlu etti :). Hele o kitabın sonundaki Kate'in "Şişman olmak istemiyorum ben!" serzenişi çok şekerdi :).
Ne olursa olsun bu ikiliyi çok seviyorum.
Spoiler sonu
Eh, her zamanki gibi bu postu da sevdiğim bir alıntıyla tamamlamak istiyorum :).
"İşte... Onu bu yüzden seviyorum. Bana kalırsa, siz de bu yüzden seviyorsunuz.
Çünkü tüm hatalarına ve kusurlarına karşın, Drew bana elindeki her şeyi verecek kadar cesur. Kalbini idam sehpasına bırakıp bana baltayı uzatacak kadar mert.
Sırf ben istiyorum diye nefret ettiği şeyleri bile yapar. Eğer böylesi gerekiyorsa, içgüdülerine ve kendi mantığına ters düşer ama benim mutluluğumu, huzurumu kendisinin önüne koyar."
Kesinlikle Drew'u sevmemizi sağlayan en büyük nedenlerden biri bu :).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder